Bu konuda yüzme forumları dışında en güzel tüyo ve tespitleri duyuruda okudum ben, okumaya da devam ediyorum arama motorundan başlık aratarak. Orada ve internette bu soru defalarca sorulmuştur ama ben hiç yazılmamış bikaç şey ekleyeceğime inanıyorum. O yazılmamış şeyin ne olduğunu sırası geldiğinde belirticem.
Aslında yüzme şeklini detaylı yazabilirsen onun üstünden sonuca daha çabuk gidilebilir. Bana göre ağaç yaşken eğilir sözündeki gibi hayattaki bütün eğitimlerde belli bir yaşın altında tümevarım, belli bir yaştan sonra tümdengelim yöntemi benimsenmeli. Yani sen yanlış teknikle yüzdükten sonra nefes tavsiyesi alsan ne olacak ki; havuza geçince yapacağın olası yanlış hareketler silsilesi vesilesiyle
*, yine hiç edip nefessiz kalacaksın. Crawl ya da serbest stil çalışıyorsun diyelim, 3 bileşeni ne kadar doğru uyguluyorsun acaba başta yazdığım gibi? Bunları gayet nizami yaptığını farzedersek ben hiç uzatmadan olayın özüne giriyorum o zaman; sıkıntının sebebi kendini kasma oluyor genelde. Çünkü her şey kitabına göre olduktan sonra nabzın yükselmesinin en büyük sebebi bu. 11 yıl yüzme eğitimi vermiş arkadaşın söylediği şey, 5 yaşında çocuklara 1 haftada öğrettiği şeyi, 20 yaş üstüne 5 ayda ancak öğretebildiği. Her canlının doğasında hayatta kalma içgüdüsü var, sen suya girince de bu devreye giriyor. Ne zaman ki beyine tamam ölmüyoruz bişey yok sakin sinyali gidiyor, o zaman kalp atışı inip suda süzülme evresi başlıyor.
Kalçadan başlayan ayak hareketleri, tek kulak sudan çıkmadan kafayı yana çevirip ağızdan alınan diyafram nefesi (pek yazılmamış şey bu), hiç karşıya bakmadan tekrar yere bakarak burundan ve belki biraz ağızdan suya verilen nefes, bu esnada hiç nefes tutmadan, oksijen borçlanmasına girmeden sayılan kulaçlar (2,3,4,5,7) ve kafa yine yandan suyun dışına çıkınca ağızdan alınan nefes. Bunları ne kadar ahenkli yapabildiğin ne kadar az yorulacağının göstergesi. Hızlı değil bak ahenkli, uyumlu, estetik yapacaksın. Dışarıdan izleyen suyun köpürdüğünü değil, suda bir cisim süzüldüğünü görecek. Vay be ne akıyor diyecek. Diyeceksin ki bunları nasıl aynı anda yapayım. İnan oluyor. 3 bileşen diyoruz altı üstü. Akordeonu düşün mesela bir elinle nota basıp, bir elinle bass basıp, bir elinle hava akışını sağlarken, bir yandan da notalarla boğuşuyorsun. Ama başlarda, sonradan bu boğuşma müziğin büyüsüyle birleşiyor ve ortaya bir sanat çıkıyor. Yüzme de böyle. Her şeyi doğru yaptıktan sonra belli bir eşik var, onu geçince gerisi çorap söküğü, gerisi yüzmesiz geçen bunca yıla sitem.
Değinmeden geçmeyelim neden diyafram nefesi; çünkü göğüse değil karna aldığın nefes içerik olarak hem daha kaliteli hem de seni bir nebze daha su üstünde tutuyor. Hatta günlük hayatta bile bu şekilde nefes alınması tavsiye ediliyor ama alışması belki yüzme öğrenmekten zor :) İnsan nefes almayı unutmadığı gibi diyafram nefesi almayı da hatırlayamıyor. Yöntemi de basit. Hiç düşünmeden derin bi nefes al, göğsün şişiyorsa diyaframa yeterli hava gönderemiyorsun demek. Karnın şişiyorsa da diyafram nefesi almış oluyorsun. Yatar pozisyonda göbeğimizdeki bir cisim nefes aldıkça nasıl aşağı yukarı inip çıkıyor, o şekilde ayakta da bunu sağlayacaksın ve tabii yapabiliyorsan yüzerken. Bunu uzun tutmuyorum çünkü belki çok sonrasının işi, zaten kafa açtım yeterince galiba.
Youtube'da yüzme tekniklerinin anlatıldığı bir kanalda insanlar kendi yüzme videolarını atıp, hocadan yorum alıyorlar mesela. Orayı kullanabilirsin. Ben de düşünüyorum oraya mesela video atmayı. Sol kulacı tam kalçadan çıkartamıyorum, yarım kalıyor. Soldan nefes alamıyorum, alışkın olmadığımdan beyin denge merkezim kaydığı için gömülüyorum hissi oluşuyor. 3 kulaç bir nefes gidemiyorum. Suya verdiğim nefes ya çok oluyor, borçlanıp tutmaya başlıyorum ya da sudan çıkınca daha vermem gereken kirli hava oluyor ve o 1 saniyeden kısa zamanda hem nefes verip hem almaya çalışırken diğer bileşenlerimin şaftı kayıyor. Ayak gidiyor fizana, kol desen halaya başlamış. Bunların hepsinin nedeni de 3 kulaç bir nefesin gerekliliği olan sağ-sol nefesten sol olanını yapamamam ve dolayısıyla vücudun kasılması ve ve ve en nihayetinde 50 metre sonunda kenara tutunup nabzımın düşmesini beklemek zorunda kalmam.
Ufacık bir noktadan başlayıp zincirleme gelişen olaylar sonunda senin başlıkta belirttiğin duruma geliyorum işte. Halbuki 2 kulaç ve 4 kulaçta nabzım yükselmeden 200 metre gidebiliyorum. Bunu çok matah bi şeymiş gibi değil, senin 15 metrede tıkanmandan cesaret alarak yazıyorum :D Yoksa kötü bir rakam, ama benim başlangıcıma göre rüya gibi değerler, üzerine koyarak da gidiyorum işte. 200 metreden sonra nabzım yükselmeye başlıyor ve keyifsiz oluyor, bırakıp dinleniyorum. Aslında normal bir yüzme antremanına göre ısınma mesafesi bile değil ama benim yanma mesafem. Neden? Tekniğim mükemmel değil ama en büyük sebep beyin. Alarma geçiyor işte bir süre sonra, engel olamıyorsun. Ama üstüne giderek iyileştiriyorsun.
Öyle.
Yazmadan geçemeyeceğim, yüzmeden önce içeceğin sert bir kahve nabzını inanamayacağın kadar yükseltebiliyor. Bi araştırdım, yüzmeden 4 saat öncesine kadar kahve içmeyin yazıyor.